13 Mayıs 2006

ROBİNSON VE CUMA

Çorum Eğitim Sen şubesi olarak ilimize bir tiyatro oyunu getirdik. Ankara Ekin Tiyatrosu. “Oyunun Sonu” diye oyunun yanı sıra “Robinson ve Cuma” adında bir de çocuk oyunu vardı. Bende bizim okuldan öğrencilere duyuru yaparak oyuna götürmek için bilgilendirdim. Bu arada daha çok ikinci kademeden talep oldu. Benim aklıma hiç de oyunun çocuk oyunu olduğu ikinci kademe için biraz basit geleceği aklıma gelmedi. Neyse iki seans olarak ayarlandı ve önce birinci kademe. Diğer seansa da ikinci kademe öğrencilerimizi götürdük. İkinci kademe öğrencileri "öğretmenim bu oyun bize göre değilse" demeye başladılar. Ben de kuşkuya düştüm. Şimdi o kadar uğraştık ya çocuklar beğenmezse diye düşünmeye başladım. Oyun başladı. Ben biraz yanlarında kalarak tepkilerini ölçmeye çalıştım. Oyunu izlerken oyunun bir bölümünde Robinson Cuma’ya “Şu göbeğine bak herkes günde üç öğün yemek yer sen günde altı öğün yemek yiyorsun” diyor. Bizim salondaki öğrenciler hep birden ne derse beğenirsiniz. “Ohaa..!” Yine oyunun ortalarında bir yerde iki yerli, gürültüyü duyunca sahnenin bir yerlerine saklanıyorlar. Diğer oyuncular etrafın dağıtıldığını görünce evlerine birilerinin girdiğini anlıyor ve onları aramaya başlıyorlar. Bizim öğrencilerin bir kısmı bağırıyor. “Ağbi ağbi.. orda orda sandığın içinde, diğeri de kayığın altında.” Ben dışarı çıktım. Sonunda oyun bitti seyirciler dışarı çıkmaya başladılar. Baktım bizim öğrencilerin yüzlerinde bir gülümseme. Hemen sordum oyunu nasıl buldunuz diye. Hepsinin oyunu çok beğendiklerini öğrenince sevindim.

Hiç yorum yok: